TÜRK ANAYASA HUKUKU SİTESİ |
|
Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr
30 Eylül 2007 Tarihli Kaymakam Adaylığı Sınavında Hatalı Sorular
Prof. Dr. Kemal Gözler
Uludağ Üniversitesi Hukuk
Fakültesi
Öğretim Üyesi
Kanımızca 30 Eylül 2007 tarihli Kaymakam Adaylığı Sınavında sorulan 69, 25, 33 ve 89'uncu sorularda hatalı veya tartışmaya açık yanlar vardır. Şöyle:
69. SORU
30 Eylül 2007 tarihli Kaymakam Adaylığı Sınavında sorulan 69’uncu soru kanımızca hatalıdır. Önce sorunun kendisini görelim; sonra da sorudaki hatayı açıklayalım:
69. İl özel idareleriyle ilgili aşağıdaki ifadelerden
hangisi yanlıştır?
A) İl encümeninin üyelerini il genel meclisi seçer.
B) 1 yıl içinde yapılan toplantıların yarısına
katılmayan il genel meclisi üyesinin üyeliğinin
düşmesine Danıştay karar verir.
C) İl genel meclisi, Danıştay tarafından feshedilebilir.
D) Valiye gönderilmeyen il genel meclisi kararları
yürürlüğe girmez.
E) İl genel meclisi başkanı, üyeleri arasından meclis
tarafından seçilir.
Kaynak: ftp://dokuman.osym.gov.tr/2007KAYMAKAMLIK/kaymakamlik2007alanbilgisi.pdf.
ÖSYM’nin yayınladığı cevap anahtarına göre yukarıdaki sorunun doğru cevabı, yani işaretlenmesi gereken şık, B şıkkıdır (ftp://dokuman.osym.gov.tr/2007KAYMAKAMLIK/kaymakamlik2007cevapanah.pdf ). Gerçekten de B şıkkındaki ifade yanlıştır. Çünkü İl Özel İdaresi Kanununun 21’nci maddesinin ikinci fıkrasına göre, “bir yıl içinde yapılan toplantıların yarısına katılmayan üyenin üyeliğinin düşmesine, savunması alındıktan sonra üye tam sayısının salt çoğunluğuyla karar verilir”. Dolayısıyla devamsızlık nedeniyle üyeliğin düşmesine Danıştay değil, İl Genel Meclisinin kendisi karar verir.
Ancak aynı soruda A şıkkındaki ifade de yanlıştır. Çünkü İl Özel İdaresi Kanununun 25’nci maddesine göre “il encümeni valinin başkanlığında, il genel meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri mali hizmetler birim amiri olmak üzere valinin her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur”. Dolayısıyla il encümeninin bütün üyeleri il genel meclisi tarafından seçilmemektedir.
Aynı soruda iki tane yanlış şık olduğu ve soruda “aşağıdakilerden hangisi yanlıştır” diye sorulduğu için, bu soru hatalıdır. 5 Ekim 2007
NOT: ÖSYM bu 33 ve 69'uncu soruların hatalı olduğunu kabul etmesine rağmen (http://www.osym.gov.tr/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF1A9547B61DAFFE2A1BA06BE51D2D4883) bu sorunun (69'uncu sorunun) hatalı olduğunu kabul etmemiştir. Bunun sebebini anlayamadık. Yukarıda açıkladığımız gibi a şıkkındaki ifade de yanlıştır. Çünkü il encümeninin üyelerinin tamamını il genel meclisi seçmemektedir. İl Özel İdaresi Kanununun 25’nci maddesine göre il encümeninin beş üyesini Vali seçmektedir. İl Özel İdaresi Kanununun 25’nci maddesi yerinde durdukça, ÖSYM bunu kabul etsin ya da etmesin, bu soru hatalı olarak kalacaktır. Bu hatalı soru nedeniyle puan kaybeden adaylara iptal davası açmalarını tavsiye ederim. 22 Ekim 2007.
25. SORU
30 Eylül 2007 tarihli Kaymakam Adaylığı Sınavında sorulan 25'nci soru tartışmaya açıktır. Önce sorunun metnini verelim ; sonra da sorudaki tartışmaya açık noktayı açıklayalım.
25. Aşağıdakilerden hangisi Cumhurbaşkanının,
TBMM Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine
karar verebileceği durumlardan biri
değildir?
A) Bakanlar Kurulunun kuruluşta güvenoyunu alamaması
ve bu tarihten sonraki 45 gün içinde
yeni bir Bakanlar Kurulunun kurulamaması
veya kurulduğu halde güvenoyu alamaması
B) Başbakanın gensoru yoluyla düşürülmesi ve bu
tarihten sonraki 45 gün içinde yeni bir Bakanlar
Kurulunun kurulamaması veya kurulduğu halde
güvenoyu alamaması
C) Bakanlar Kurulunun görev sırasında istediği
güvenoyunu alamaması ve bu tarihten sonraki
45 gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması
veya kurulduğu halde güvenoyu alamaması
XD) Milletvekili genel seçimi sonuçlarının alınmasından
itibaren 45 gün içinde yeni Bakanlar
Kurulunun kurulamaması
E) Başbakanın güvensizlik oyuyla düşürülmeden
istifa etmesi ve bu tarihten sonraki 45 gün içinde
yeni bir Bakanlar Kurulunun kurulamaması
25 D.
Kaynak: ftp://dokuman.osym.gov.tr/2007KAYMAKAMLIK/kaymakamlik2007alanbilgisi.pdf.
ÖSYM’nin yayınladığı cevap anahtarına göre yukarıdaki sorunun doğru cevabı, yani işaretlenmesi gereken şık, D şıkkıdır(ftp://dokuman.osym.gov.tr/2007KAYMAKAMLIK/kaymakamlik2007cevapanah.pdf ).Gerçekten de, Anayasa, m.116/2’ye göre 45 günlük süre, TBMM seçimlerinden değil, TBMM Başkanlık Divanının seçilmesinden itibaren başlıyor (m.116/2).
Ancak sorudaki C şıkkındaki
C) Bakanlar Kurulunun görev sırasında istediği
güvenoyunu alamaması ve bu tarihten sonraki
45 gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması
veya kurulduğu halde güvenoyu alamaması
şeklindeki ifadede de yanlışlık vardır. Şöyle: Ay m.111/1’e göre görev sırasındaki güvenoyunu, Bakanlar Kurulu değil, Başbakan, Bakanlar Kurulundan görüştükten sonra ister. Bu husus bakımından C şıkkında da bir bilgi hatası var. Ancak bu hata, sorunun tümden hatalı sayılmasını gerektirecek bir yanlışlık olarak görülmeyebilir. Çünkü soru metninde “Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır” diye sorulmuyor. Soruda “Aşağıdakilerden hangisi Aşağıdakilerden hangisi Cumhurbaşkanının,TBMM Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebileceği durumlardan biri değildir? diye soruluyor. C şıkkındaki ifadede içerik olarak bir yanlışlık varsa da C şıkkının ifade ettiği durum, “Cumhurbaşkanının, TBMM Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebileceği durumlardan biri”dir.
Not: Yukarıdaki sorulardaki hata olup olmadığı bana emaille sorarak bu konuda benim dikkatimi çeken Sayın Cemil Doğan’a uyarısı için teşekkür ederim.
33. SORU
30 Eylül 2007 tarihli Kaymakam Adaylığı Sınavında sorulan 33'üncü soru tartışmaya açıktır. Önce sorunun metnini verelim; sonra da sorudaki tartışmaya açık noktayı açıklayalım.
33. İdarenin bütünlüğü ilkesine ilişkin aşağıdaki
ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Yerinden yönetim ilkesinin benimsenmiş olması
bu ilkenin uygulanmasını olanaksız kılmaz.
xB) Yerel yönetimler üzerinde merkezi idarenin idari
vesayet denetiminin sınırlandırılması bu ilkeyle
bağdaşmaz.
C) Yerel yönetimlerin idari fonksiyon içinde kalan
yetkilerinin çok büyük ölçüde arttırılması bu
ilkeyle çelişmez.
D) Bu ilke, yerinden yönetim ilkesine nazaran merkezden
yönetim ilkesine öncelik verilmesini
gerektirmez.
E) Bu ilkeye rağmen yerel yönetimlerce sağlanması
gereken mahalli müşterek ihtiyaçların yerine
getirilmemesinin hukuksal sorumluluğu merkezi
idareye yüklenmez.
Kaynak: ftp://dokuman.osym.gov.tr/2007KAYMAKAMLIK/kaymakamlik2007alanbilgisi.pdf.
ÖSYM’nin yayınladığı cevap anahtarına göre yukarıdaki sorunun doğru cevabı, yani işaretlenmesi gereken şık, B şıkkıdır(ftp://dokuman.osym.gov.tr/2007KAYMAKAMLIK/kaymakamlik2007cevapanah.pdf ).Gerçekten de, İdari vesayet denetimi, zaten kanunla öngörülmesi gereken sınırlı ve istisnai bir yetkidir. Dolayısıyla kanun değişikliği ile bu yetkinin sınırlandırılmasının idarenin bütünlüğü ilkesine aykırı olacağı söylemez. Vesayet yetkisinin tümüyle ortadan kaldırılması idarenin bütünlüğü ilkesiyle bağdaşmaz. Ama sınırlanması bağdaşır. Çünkü zaten, idari vesayet, hangi ülkede olursa olsun, az çok sınırlandırılmış bir yetkidir. Bu yetkinin sınırlandırılması durumda bir nicelik sorunu vardır.
Sorudaki E şıkkının doğru olup olmadığı da tartışmaya açıktır. Önce bu şıktaki ifadeyi verelim:
E) Bu ilkeye rağmen yerel yönetimlerce sağlanması
gereken mahalli müşterek ihtiyaçların yerine
getirilmemesinin hukuksal sorumluluğu merkezi
idareye yüklenmez.
Bu ifade cevap anahtarına göre doğru bir ifadedir. Gerçekten de yerel yönetimlerin yürütmekle görevi olduğu bir kamu hizmetinin hiç işlememesi veya geç işlemesi veya hatalı işlemesi durumunda ortaya çıkan zararlardan merkezi idare (devlet) değil, o yerel idarenin kendisi (örneğin belediye) sorumludur. Böyle bir durumda açılacak tam yargı davasında husumet devlet tüzel kişiliğine değil, mahalli idarenin tüzel kişiliğine yöneltilir.
Ancak mahalli idarelerin yürütmesi gereken kamu hizmetlerinden de, idarenin bütünlüğü ilkesi uyarınca, nihai olarak devlet tüzel kişiliğinin sorumlu olduğu söylenebilir. Yani bu hizmetlerin hiç verilmemesi veya bu hizmetlerin yürütülmesinde kamu düzenini bozacak derecede bir aksama olması durumunda, bu hizmetleri bir kamu tüzel kişisinin yürütmesi gerekir. Bu tüzel kişi ise haliyle devlet tüzel kişisidir.
Nitekim, Türkiye'de bu husus açıkça kanunlar tarafından öngörülmüştür. 22 Şubat 2005 tarih ve 5302 sayılı yeni İl Özel İdaresi Kanununun “hizmetlerde aksama” başlıklı 40’ncı maddesine göre “il özel idaresi hizmetlerinin ciddi bir biçimde aksatıldığının ve bu durumun halkın sağlık, huzur ve esenliğini hayati derecede olumsuz etkilediğinin ilgili bakanlığın talebi üzerine yetkili sulh hukuk hakimi tarafından belirlenmesi durumunda" söz konusu hizmet, merkezi idare (devlet) tarafından yürütülür. Aynı şekilde 3 Temmuz 2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 57’nci maddesine göre de belediye hizmetlerinin aksama durumunda söz konusu hizmetler merkezi idare (devlet) tarafından yerine getirilir. Böyle bir durumda, aksayan hizmetten dolayı, ortaya çıkan zararın hukuki sorumluluğu artık merkezi idareye ait olur. Örneğin belediyenin yürütmesi gereken bir hizmet belediye tarafından yürütülmemiş ve keza bu hizmet 5393 sayılı Belediye Kanununun 57’nci maddesine göre merkezi idare tarafından üstlenilmesi gerekirken merkezi idare tarafından da üstlenilmemiş ise, bu hizmet dolayısıyla zarara uğrayan kişiler, açacakları tam yargı davasında devlete (merkezi idareye) karşı da husumet yöneltebilirler.
Bu durumda ise 33. sorunun E şıkkı yanlış hale gelir.
AYRICA BELİRTELİM Kİ 33. SORU, 2006 yılı Kaymakamlık Sınavının 68'inci sorusunun da hatalı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu konudaki açıklama için burasını tıklayınız. 6 Ekim 2007
EK (22 Ekim 2007): ÖSYM, yukarıda yanlış olduğunu açıkladığımız sorunun hatalı olduğunu kabul etmiş ve bu soruyu 19 Ekim 2007 tarihinde yaptığı bir duyuru ile iptal etmiştir. Bkz.: http://www.osym.gov.tr/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF1A9547B61DAFFE2A1BA06BE51D2D4883 (22 Ekim 2007)
89. SORU
30 Eylül 2007 tarihli Kaymakam Adaylığı Sınavında sorulan 89’uncu soru kanımızca hatalıdır. Önce sorunun kendisini görelim; sonra da sorudaki hatayı açıklayalım:
89. 5393 Sayılı Belediye
Kanunu’na göre, belediye
meclisi kararlarıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden
hangisi doğrudur?
A) Belediye başkanının meclis kararlarını bir daha
görüşülmek üzere meclise geri gönderme yetkisi
yoktur.
B) Belediye başkanının meclis kararlarına karşı
idari yargıya başvurma yetkisi yoktur.
C) Meclisin bazı kararları mahalli en büyük mülki
amirin onamasına tabidir.
xD) Kesinleşen meclis kararlarının özetleri uygun
araçlarla halka duyurulur.
E) Meclis kararları kesinleştiği tarihte yürürlüğe
girer.
Kaynak: ftp://dokuman.osym.gov.tr/2007KAYMAKAMLIK/kaymakamlik2007alanbilgisi.pdf.
ÖSYM’nin yayınladığı cevap anahtarına göre yukarıdaki sorunun doğru cevabı, yani işaretlenmesi gereken şık, D şıkkıdır (ftp://dokuman.osym.gov.tr/2007KAYMAKAMLIK/kaymakamlik2007cevapanah.pdf ). Gerçekten de D şıkkındaki ifade doğrudur. 3 Temmuz 2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 23'üncü maddesinin son fıkrasına göre "kesinleşen meclis kararlarının özetleri yedi gün içinde uygun araçlarla halka duyurulur." Sorudaki A, B ve E şıklarındaki ifadeler adı geçen Kanununun 23'üncü maddesi karşısında açıkça yanlıştır.
Ancak C şıkkındaki ifadenin de yanlış DOĞRU olduğu söylenebilir. İlkönce bu şıktaki ifadeyi verelim ve niçin doğru olduğunu açıklayalım:
C) Meclisin bazı
kararları mahalli en büyük mülki
amirin onamasına tabidir.
Öncelikle belirtelim ki, 5393 sayılı Belediye Kanununun 23’üncü maddesine göre Belediye Meclisinin kararları genel olarak en büyük mülki amirin onamasına tabi değildir. Ancak c şıkkında Belediye Meclisinin bütün kararlarının en büyük mülki amirin onamasına tabi olduğu söylenmemekte, tersine "meclisin BAZI kararları"nın en büyük mülki amirin onamasına tabi olduğu söylenmektedir. Dolayısıyla ortada "tümel niceleyici (her [∀])" değil, "tikel niceleyici (bazı [∃])" ile yapılmış bir önerme vardır. Tikel niceleyicinin kullanıldığı bir önermenin doğruluğunun ispatlanabilmesi için bu önermeyle ilgili sadece bir doğru örneğin gösterilmesi yeterlidir (Hüseyin Batuhan ve Teo Grünberg, Modern Mantık, Ankara, ODTÜ Yayınları, 3 Baskı, 1984, s.172 -1 73).
“Meclisin bazı kararları mahalli en büyük mülki amirin onamasına tabidir” şeklindeki tikel önermesini doğrulayan bir örnek ise, 5393 sayılı Belediye Kanununun 81’nci maddesinde vardır. Bu maddede şöyle denmektedir:
“Cadde, sokak, meydan, park, tesis ve benzerlerine ad verilmesi ve beldeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerinin tespitine ilişkin kararlarda; belediye meclisinin üye tam sayısının salt çoğunluğu, bunların değiştirilmesine ilişkin kararlarda ise meclis üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun kararı aranır. Bu kararlar mülki idare amirinin onayı ile yürürlüğe girer”.
Görüldüğü gibi belediye meclisinin cadde, sokak vb. isim verilmesine ilişkin kararları mülki idare amirinin onayına tabidir. Mülki idare amiri bunları onaylamadıkça bu kararların yürürlüğe girmesi mümkün değildir.
Kaldı ki, “meclisin bazı kararları mahalli en büyük mülki amirin onamasına tabidir” önermesinin doğruluğunu göstermek için ikinci bir örnek daha gösterebiliriz:
5393 sayılı Belediye Kanununun 9’uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre:
“Belediye sınırları içinde mahalle kurulması, kaldırılması, birleştirilmesi, bölünmesi, adlarıyla sınırlarının tespiti ve değiştirilmesi, belediye meclisinin kararı ve kaymakamın görüşü üzerine valinin onayı ile olur”.
SONUÇ OLARAK, belediye meclisinin BAZI kararlarının mülki idare amirinin onayına tabi olduğu ve dolayısıyla 89’uncu sorunun C şıkkının da doğru olduğunu söyleyebiliriz. O halde 89’uncu soruda iki tane doğru şık vardır (C ve D şıkları). Bu nedenle de 89’uncu soru hatalıdır. 6 Ekim 2007
NOT: 89'uncu soruda hata olup olmadığı bana emaille sorarak bu konuda benim dikkatimi çeken Ertuğrul Sevindik'e uyarısı için teşekkür ederim. 5 Ekim 2007
EK (22 Ekim 2007): ÖSYM, yukarıda yanlış olduğunu açıkladığımız sorunun hatalı olduğunu kabul etmiş ve bu soruyu 19 Ekim 2007 tarihinde yaptığı bir duyuru ile iptal etmiştir. Bkz.: http://www.osym.gov.tr/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF1A9547B61DAFFE2A1BA06BE51D2D4883
ÖSYM'Den DUYURU (Tarihi: Tahminen 19 Ekim 2007)
30.09.2007 TARİHİNDE UYGULANAN T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI KAYMAKAM ADAYLIĞI SEÇME SINAVI İLE İLGİLİ DUYURU
30.09.2007 tarihinde uygulanan T.C. İçişleri Bakanlığı Kaymakam Adaylığı Seçme Sınavı’nın
a) Alan Bilgisi Testi A kitapçığında yer alan 33. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 41. sorunun doğru cevabının seçenekler arasında olmadığı,
b) Alan Bilgisi Testi A kitapçığında yer alan 89. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 81. sorunun birden fazla doğru cevabının bulunduğu
anlaşılmıştır.
Bu nedenle, (a) ve (b) deki sorular iptal edilmiştir.
Bu durum değerlendirme işlemlerinde göz önüne alınmıştır.
Kamuoyuna duyurulur
http://www.osym.gov.tr/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF1A9547B61DAFFE2A1BA06BE51D2D4883
Diğer 2007 Sınavları 2007 T.C İçişleri Bakanlığı Kaymakam Adaylığı Giriş Sınavı 30.09.2007 Tarihinde Uygulanan T.C. İçişleri Bakanlığı Kaymakam Adaylığı Seçme Sınavı İle İlgili Duyuru
(c) Kemal Gözler, 2007. Bu sayfadan
Kemal Gözler, "30 Eylül 2007 tarihli Kaymakam Adaylığı Sınavında Hatalı Sorular", http://www.anayasa.gen.tr/kaymakamlik2007-hatalisoru.htm
şeklinde kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen alıntı yapılabilir.
Editör: Kemal Gözler
E.mail: kgozler[at]hotmail.com
Ana sayfa: www.anayasa.gen.tr
Konuluş Tarihi: 5 Ekim 2007
Eklemeler: 6, 7, 22 Ekim 2007