SİGARA HARAM MI? (2)
Eleştirilere Cevaplar




Kemal Gözler*

20 Şubat 2019 tarihinde “Sigara Haram mı?” başlıklı bir makale yayınladım (1).

Her yazar gibi ben de okunmak isterim. Yazılarımın okunduğunu görmek bana mutluluk veriyor. “Sigara Haram mı?” başlıklı makalem şimdiye kadar yazdığım makalelerimin içinde en çok okunan makale oldu. Google Analytics’in (2) verilerine göre iki haftada (20 Şubat-6 Mart 2019) toplam 23.213 kişi tarafından okundu. İlginçtir ki, geçen Aralık ayında yayınladığım ve yine çok okunan makalelerimden olan “Hukuk Nereye Gidiyor?” isimli makalem ilk iki haftada (6-21 Aralık 2018) toplam 18.919 kişi; “Demokrasi Nereye Gidiyor” isimli makalem ise ilk iki haftada (12-26 Aralık 2018) toplam 5.957 kişi tarafından okunmuştu (3). Bu şaşırtıcı bir fark. Acaba okuyucular, “hukuk nereye gidiyor” sorusuna nazaran “fıkıh nereye gidiyor” sorusuna karşı daha mı duyarlılar? Neden “sigara haram mı” sorusu, “demokrasi nereye gidiyor” sorusuna nazaran okuyucuların dört kez daha fazla ilgisini çekiyor?

* * *

Makalesinin okunmuş olması her yazarı mutlu eder; ama bu yetmez; her yazar makalesinin yansısını da görmek ister. Yakup Kadri, 1926 yılında şöyle bir tespitte bulunmuştur:

“Muasır Frenk şairlerinden biri kendisi için: ‘Ben suya taş atan adamım’ diyor; buradaki sudan maksat ammenin ruhu değil midir? Şair bir havuz kenarında eğlenen bir çocuk gibi, bu suya taşlar atıyor ve her taş, kendi sıklet ve cesametine göre birtakım halkalar açarak ve sesler çıkararak suyun dibine dalıyor. Ey Türk şairi! Senin taş attığın yer ise, hiç dalgalanmayan ve hiç ses vermeyen karanlık ve ıssız bir boşluktur” (4).

“Sigara Haram mı?” başlıklı makalemle suya bir taş atmış olmaktan ve attığım taşın küçük de olsa bir dalga meydana getirmiş olduğunu görmekten mutluyum. Makalem hakkında pek çok tepki aldım. Ancak bu tepkilerin çoğunluğu, konu hakkında bilgisi sınırlı kişilerden gelen tepkilerdi. Makalemin doğrudan muhatabı olan Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş’tan ise herhangi bir tepki gelmedi. Makalem hakkında akademik tarzda yazılmış bir eleştiri yazısına da henüz rastlamadım (5). Önümüzdeki günlerde akademik bir eleştiri makalesi yayınlanırsa sevinirim.

Öncelikle belirteyim ki, makaleme yöneltilen eleştirilerden bir kısmında hâlâ sigaranın çeşitli zararları sayılıyor. Sigaranın haram olduğunu savunanların yazılarında fıkıh terimlerinden çok tıp terimleri geçiyor (6). Tıp terimleriyle fıkıhta bir şey ispatlanamaz. Birinci makalemde de gösterdiğim gibi, zararlılık başka, haramlık başkadır. Bir şeyin tıbben zararlı olmasından fıkhen haram olduğu sonucu çıkmaz. Norm başka, olgu başkadır. Haram, olgular aleminde değil, normlar aleminde bulunur. “Hume kanunu”na (7) göre normatif alem ile olgusal alem arasında geçiş yoktur.

Zararlılık argümanı dışında, makaleme yöneltilen ve fıkhen tartışmaya değer gördüğüm eleştiriler ve bunlara cevaplarım aşağıdaki gibidir:

1. Makaleme Yöneltilen Temel Eleştiri: Ayetlerden Kıyas Yoluyla Başka Haramlar Türetilebilir

Makaleme yöneltilen temel eleştiri, fıkıhta haramların sınırlı sayıda olmadığı, ayetlerden kıyas yoluyla başka haramlar da türetilebileceği yolundadır. Örneğin Prof. Dr. Hayrettin Karaman Yeni Şafak gazetesinin 24 Şubat 2019 tarihli nüshasında yayınladığı “Sigara Haramdır” başlıklı bir makalesinde şöyle diyor:

“Sigaranın hükmü için Kur’an’da ‘Sigarayı haram kıldım’ gibi bir cümle aramak bilgisizliktir. Kur’an-ı Kerim altı yüz sayfa civarındadır, ondan ve sünnet kaynağından çıkarılan/üretilen bilgi ve hükümler kütüphaneleri dolduracak kadar çoktur” (8).

Yine gerek yukarıda zikredilen makalesinde, gerekse Helâller ve Haramlar başlıklı kitabında Sayın Hayrettin Karaman şu düşünceyi dile getiriyor:

“[Sigarayı] Şâri'in menetmediğini söylemek de isabetli değildir. Çünkü Şâri' her haramı ismen zikretmemiştir. Hüküm kaynakları yalnız sarîh ve husûsî nasslar değildir. Nasslarda geçenlerin haram kılınış dayanaklarına (illetlerine) bakılarak yapılan kıyaslar ve diğer istidlâl yolları vardır” (9).

Prof. Dr. Hayrettin Karaman, haramlar, Şâri'in ismen zikrettiklerinden ibaret değildir; haram koyan nasslardan kıyas ve diğer istidlâl yollarıyla haram üretilebilir diyor. Ancak gerek Yeni Şafak’ta yayınlanmış makalesinde, gerekse Helâller ve Haramlar isimli kitabında bu istidlâl yollarının detayına girmiyor; bu yolları söz konusu ayetlere nasıl uyguladığını göstermiyor. Sayın Hayrettin Karaman, gerek kitabında, gerekse makalesinde insanın kendisini tehlikeye atmasını yasaklayan (Bakara: 195), israfı haram kılan (A'raf: 31) çeşitli ayetleri zikrediyor. Ancak bu ayetlere dayanarak sigaranın haramlığı sonucuna ulaşırken kıyas delilini nasıl kullandığı, kıyas delilini kullanmıyorsa kullandığı diğer delil veya delillerin neler olduğunu açıklamıyor.

Bu ayetlere dayanarak kıyas yöntemiyle sigara haram kılınmış ise burada kıyasın unsurlarının (10) nasıl gerçekleştiğinin tek tek gösterilmesi gerekir. Burada “asıl (benzetilen, müşebbeh bih)” nedir? “Aslın hükmü” nedir? “Feri'i (benzeyen, müşebbeh)” nedir? “Fer'in hükmü” nedir? Aslın hükmünde haram kılınan şey ile fer’i arasında “illet-i camia (sebep ortaklığı)” var mıdır? Prof. Dr. Hayrettin Karaman, bu sorulara cevap vermediği gibi bu soruları sormamaktadır dahi.

2. Cevabım: Burada Kıyasın Şartları Yoktur

İlk makalemizde de gösterdiğimiz gibi burada geçerli bir kıyas yoktur. “Kıyas (analogia, argumentum a simili)” yoluyla hüküm çıkarmak için öncelikle haram kılınan bir nesnenin, sonra da bu nesneye illeti itibarıyla benzeyen bir başka nesnenin olması gerekir. Örneğin haram kılınan şarap (hamr) ile hakkında hüküm bulunmayan viski arasında benzerlik kurulabilir. Viskinin hamra kıyasen haram olduğu söylenebilir. Bu geçerli bir kıyastır. Her ikisi arasında da illet ortaklığı vardır. Her ikisi de sarhoş edicidir.

Tütün (yani “fer'i”) kıyas yoluyla haram kılınıyor ise tütünün benzetildiği nesne, yani “asıl” nedir? “Aslın hükmü” nedir? Tütün hamra kıyasen mi haram kılınıyor? Eğer hamra kıyas yapılıyor ise burada geçerli bir kıyas yoktur. Çünkü bu iki nesne arasında “illet-i camia (sebep ortaklığı)” bulunmamaktadır; hamr insan bilincini zayıflatır veya yok eder; oysa sigaranın bilince verdiği bir zarar yoktur. Sigara domuz eti yasağına kıyasen mi haram kılınıyor? Sigara, Allah’tan başkası adına kesilen hayvan eti yeme yasağına kıyasen mi haram kılınmaktadır? Sigara, kıyas ile haram kılınıyor ise neye kıyasen haram kılındığı açıkça söylenmelidir. Sigaranın haram olduğunu iddia edenler nedense bu konuda susmaktadırlar. Tekrar soralım: Sigaranın hangi nesneye kıyaslanarak haram olduğunu söylüyorsunuz? Bu soru zor bir soru değildir. Bu soruya dürüstçe ve lafı çevirmeden cevap verilmesi gerekir.

Maide suresinin 90’ıncı ayetinde şarap (hamr) yasaklanmıştır. Maide suresinin 3’üncü ayetinde tek tek sayılarak bazı hayvanların etlerinin yenilmesi haram kılınmıştır. Tütün haram ise bu haram kılınan nesnelerden birine illeti itibarıyla benziyor olması gerekir. Vakıa şu ki tütün, Kur'an-ı Kerim’de haram kılınan nesnelerden hiçbirisine benzememektedir.

Kıyas ile ilgili şunu da belirtmek isterim: İslam hukukunda kıyas caiz ise de bu yola en son başvurmak gerekir. Zira kıyas İslâm hukukunun dördüncü kaynağı olan içtihadın bir yöntemidir. Dolayısıyla kaynak olarak değeri düşüktür. Bu nedenle, helâller konusunda olmasa bile, haramlar konusunda kıyastan kaçınmak gerekir. Bu açıdan modern ceza hukuklarında geçerli olan “kanunsuz suç olmaz (nullum crimen sine lege)” ve “kıyas yasağı” ilkelerinin İslâm hukukunda haramların yorumlanması konusunda geçerliliği sorununu ayrıca tartışmak gerekir. Ancak bu sorun, fıkıh usûlünün, yani İslâm hukuku metodolojisinin yenilenmesiyle ilgili bir sorundur ve böyle küçük bir makalede gelip geçerken tartışılabilecek sıradan bir sorun değildir. Belki önümüzdeki bir zaman fıkıh usûlünün yenilenmesi ve geliştirilmesi konusunda yazma imkânım olursa bu konuya değinirim.

3. Hukukî Tavsif Sorunu

Sigaranın haram olduğunu söyleyenlerin dayanak olarak gösterdikleri ayetler (Bakara: 195; A'raf: 31) aslında kıyasa elverişli ayetler de değildir. Bu ayetlere dayanmaları durumunda da kıyas yaptıkları söylenemez. İlk makalemizde açıkladığımız gibi Bakara suresinin 195’inci ayetinde kullanılan kavram “tehlike” kavramı, A'raf suresinin 31’inci ayetinde kullanılan kavram “israf” kavramıdır. “Tehlike” ve “israf” kelimeleri bir nesnenin ismi değil, birer genel kavramın ismidirler. Aynı şey, sigaranın haram olduğunu ispatlamak için sıkça kullanılan diğer ayet olan A'raf suresinin 157’nci ayetinde geçen “habis (el-habais, pis, murdar)” kavramı için de söylenebilir.

Ancak belirli bir nesnenin haram kılınması durumunda kıyas yapılabilir. Kıyasta belli bir nesne hakkında hüküm var iken, diğer bir nesne hakkında hüküm olmaması durumunda, bu iki nesne arasında illet ortaklığının bulunması şartıyla yapılabilecek bir akıl yürütme faaliyetidir.

Soyut kavramlar ile somut nesneler arasında kıyas yapılmaz. Normda “tehlike”, “israf” veya “habis” gibi soyut kavramlar geçiyor ise, böyle bir durumda zaten kıyas yapılmaz. Böyle hükümlerde kıyaslanılacak nesne, yani “asıl” yoktur. Böyle durumlarda hukukta yapılan aklî ameliyeye “kıyas” değil, “tavsif (nitelendirme, qualification)” denir.

İlk makalemizde de belirttiğimiz gibi, sigaranın haram kılınmasına dayanak olarak gösterilen ayetlerde (Bakara: 195; A’raf: 31, 157), sigaranın haram kılınması açısından yeterince “norm somutlaşması” yoktur. Bir nesne veya fiil, birtakım soyut kavramlarla şu ya da bu şekilde ilgili görülüp haram kılınabilirse, yeryüzünde haram kılınamayacak nesne veya fiil kalmaz. Bu durumda ise “eşyada aslolan ibahedir” kuralının bir anlamı kalmaz. Etrafımız haramlarla çevrili bir dünyada yaşar hâle geliriz.

4. Bir Şeyin Haram Olması İçin İsminin Kur'an’da Geçmesi Şart mıdır?

Makaleme yöneltilen diğer bir eleştiri ise bir nesnenin veya fiilin haram kılınması için isminin Kur'an-ı Kerim’de geçmesinin şart olmadığı yolundaki düşüncelerdir. Yukarıda açıkladığımız gibi fıkıhta, geçerli kıyas durumunda ismi geçmeyen bir nesne veya fiil de haram kapsamına dahil edilebileceği kabul edilir. Ama bu durumda da haram kılınan nesne, ismi geçen diğer bir nesneye kıyasen haram kılınır. Bunun dışında bir nesnenin veya fiilin haram olduğunu söylemek için isminin Kur'an-ı Kerim’de geçmesi veya en azından o nesnenin veya fiilin tereddüde mahal bırakmayacak bir şekilde tarif edilmesi gerekir. Örneğin “hırsızlık haramdır” denebileceği gibi “başkasına ait malı onun rızası olmadan almak haramdır” da denebilir.

Bir şeyin ismi zikredilmemiş veya tarifi yapılmamış ise, kıyas da yapılamıyorsa, o şeyin haram olduğu söylenemez.

5. Hadis, İcma veya İçtihat ile de Haram Konabilir mi?

Ben “Sigara Haram mı?” başlıklı makalemde haram tanımını Ömer Nasuhî Bilmen’den aldım. Tanımda geçen “Şâri'-i Mübin”in Allah olduğunu, Peygamberin ise “Şâri'” olduğunu yine Bilmen’e atfen açıkladım. Makalemde bu konuda daha fazla tartışmaya girmedim. Bunun sebebini de makalemin 4 nolu dipnotunda açıkladım. Bu konuda yeni bir şey söyleyecek değilim. Daha ileri bir tartışmaya girmeden, meselemiz açısından belirtmek isterim ki, sigara içilmesini yasaklayan bir hadis de yoktur. Sigaranın haram olması bir hadisle de açıklanamaz.

Sigaranın icma ile haram kılınması konusu ise zaten tartışma dışı bir konu.

Sigaranın içtihatla yasaklanabileceği meselesine gelince şunlar söylenebilir: Yukarıda gösterdiğimiz gibi sigarayı haram kılan bir nass, yani ayet veya hadis yoktur. Sigaranın içtihatla haram kılınabilmesi için başka bir nesneyi haram kılan bir nasstan kıyas yoluyla çıkarım yapılması gerekir ki, yukarıda açıklandığı gibi bu durumda geçerli bir kıyasın şartları yoktur. Dolayısıyla içtihatla sigarayı haram kılmak mümkün değildir.

Bir an için sigaranın içtihatla haram kılınabileceğini düşünsek bile İslâm hukuku açısından değişen bir şey olmaz. Çünkü İslâm hukukunda, Mecellenin 15’inci maddesinde hükme bağlandığı gibi “içtihatla içtihat nakz olunmaz” kuralı caridir. Yani İslâm hukukunda sigaranın haram olduğu yolundaki içtihat, sigaranın haram olmadığı yolundaki içtihatla aynı değerdedir. Bir müçtehit, “sigara haramdır” demeye ehil ise, diğer bir müçtehit de “sigara haram değildir” demeye ehildir ve bunların her ikisinin içtihadı da İslâm hukuku açısından aynı değerdedir. Bu ise haram sorununun içtihatla kesin olarak çözümlenemeyeceği anlamına gelir.

Yeri gelmişken not etmek isterim ki, her şeye haram denmesi, haram sayısının artırılması, haram kılan hükümlerin toplum nezdindeki önem ve değerini düşürür. Böyle bir şey ise bizzat İslâm hukukuna zarar verir.

6. Kur'an-ı Kerim’de Tütünün İsmi Neden Geçmiyor?

“Tütün(ün) 15. asırdan sonra yeni dünyadan İslâm ülkelerine girmiş” olduğu ve “Kur’an-ı Kerim’in altı yüz sayfa civarında” olduğu not edilerek tütünün Kur'an-ı Kerim’de haram kılınan nesneler arasında sayılmaması sanki normal bir şeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor ve böylece Kur'an-ı Kerim’de haramlara ilişkin boşluk olabileceği ima ediliyor.

Sigaranın haramlığı için ileri sürülen bu argüman, bizatihi fıkhın kendi içinde tutarlı değildir. Allah ebedî ve ezelî olduğuna ve keza her şeyi bilen olduğuna göre, isteseydi Allah, Kur'an-ı Kerim’in indiği 610-632 yıllarında tütüne ilişkin hüküm koyabilirdi. Kur'an-ı Kerim’de tütüne ilişkin hüküm olmamasını bir boşluk olarak değerlendirmek, Allah’ın 632 yılında Amerika’da tütünün olmadığını ve onaltıncı asırda İslam ülkelerinin tütünle tanışacağını bilmiyor olduğunu söylemek anlamına gelir ki, bu fıkhın kendi temelleriyle bağdaşmaz. Fıkıh, ebedî ve ezelî olan ve her şeyi bilen bir kanun koyucunun olduğu esasına dayanır. Bir hukuk sisteminde yapılan çıkarım her şeyden önce o hukuk sisteminin kendi temelleriyle uyuşum içinde olmalıdır.

Kur'an-ı Kerim’de “boşluk (vacuum)” olmaz. Hüküm varsa vardır; yoksa yoktur. Var olan hüküm açık olmayabilir. Bu durumda o hükmü bulup açıklamak fakihlerin görevidir. Önceki makalemizde açıkladığımız gibi haram konusundaki hüküm ancak “kat'i delil” ile bulunur. Kat'i delil ile hüküm bulunmaz ise, o konuda boşluk olduğu sonucuna değil, “eşyada aslolan ibahedir” ilkesi uyarınca o nesnenin mübah olduğu sonucuna ulaşılır. “Kur'an’da boşluk var” demek “Allah unutmuş” demek anlamına gelir. Kur'an’da aranılan hüküm bulunamazsa, bundan Allah’ın o konuda hüküm koymayı unuttuğu sonucu değil, Allah’ın o konuda hüküm koymayı istemediği sonucu çıkar. Nitekim Allah, En'am suresinin 38’inci ayetinde “biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık” (11) demektedir.

7. Bu Tartışmada İspat Külfeti Kimin Üzerinedir?

İlave edelim ki, “beyyine hilaf-ı aslı ispat içindir” ilkesi uyarınca sigaranın, mübahlığının değil, haramlığının ispata ihtiyacı vardır. Zira ilk makalemizde açıkladığımız gibi “eşyada aslolan ibahedir”. Sigaranın haram olduğunu iddia edenler, iddialarını ispatlamalıdır. Zaten mantık gereği bir şeyin varlığı ispatlanabilir; yokluğu ispatlanamaz. Var olduğu ispatlanmadıkça iddia edilen her “haram”, zaten yoktur. Bu nedenle sigaranın haram olduğu konusunda ispat yükü, onun haram olduğunu savunanların üzerinedir. Üstelik bu ispat da ancak kesin delillerle yapılabilir. Sigaranın mübah olduğunu söyleyenlerin yapması gereken bir şey yoktur. Onlar “ibahe karinesi (praesumptio libertatis)”ne dayandıkları için ispat yükünden muaftırlar.

İspatla ilgili olarak şunu da söyleyelim ki, ispat, “ben ispatladım” deyince veya okuyucu da ben “ikna oldum” deyince olan bir şey değildir. İspatta ulaşılan sonuçtan önce takip edilen yolun, yani metodolojinin doğru olması gerekir. Fıkıhta metodolojik doğruluk olmadan herhangi bir şeyin ispatlandığı söylenemez. Sigaranın haram olduğunu iddia eden tez, hep sonuca odaklanıyor; ama sonuca ulaştıran yolun doğruluğunu, yani metodolojik sağlamlığı ihmal ediyor.

8. Haram Konusunda Tekrar: İslâm Hukukunun Özgürlükçü Niteliği

Üç hafta önce yayınlanmış “Sigara Haram mı?” başlıklı makalemde İslâm hukukunun liberal özü konusunda yeterince bilgi vardır. Ama yeri gelmişken, bu kez, sigara örneğiyle de bağlı kalmaksızın, şunları genel olarak tekrarlamak isterim:

Kur'an-ı Kerim, hürriyet karinesi üzerine dayalı bir hukuk sistemi kurmuştur. Kur'an’da insan fiillerinin hür, nesnelerin ise mübah olması esastır; haram istisnayı teşkil eder. Binlerce fiil serbest iken sadece sınırlı sayıda fiil haramdır. Yüzlerce çeşit yiyecek ve içeceğin yenilmesi ve içilmesi mübah iken çok az sayıda yiyecek ve içeceğin tüketilmesi haramdır.

İlk makalemde ayrıntılı olarak gösterildiği gibi, Allah, En'am suresinin 119’uncu ayetinin ilk kısmında haramları mufassal olarak koyduğunu belirtmekte, kendi koydukları dışında haram üretilmesini de aynı ayetin ikinci kısmında ve keza Tahrim suresinin 1’inci ayetinde, Maide suresinin 87’nci ayetinde ve A'raf suresinin 32’nci ayetinde yasaklamaktadır. Adı geçen ayetlerde Allah, kendisinin haram kılmadığı şeyleri haram sayanları şiddetle takbih etmektedir.

Bir hukuk sistemi bundan daha açık bir şekilde nasıl özgürlükçü olabilir? İslâm hukukunun sorunu, Kur'an-ı Kerim’in özgürlükçü olmaması değil, kendine İslâm hukukçusu diyenlerden bir kısmının özgürlükçü olmaması ve daha da önemlisi İslâm ülkelerinde yaşayan halkın ezici çoğunluğunun tarihsel, siyasal ve kültürel sebeplerden dolayı özgürlük düşüncesinden mahrum kalmış olmalarıdır.

* * *

Makalem dolayısıyla bana yöneltilen başka eleştiriler de oldu. Bu eleştiriler, benim İslam hukukçusu olmadığım ve dolayısıyla uzmanlık alanım dışında bir konuda yazdığım noktasında yoğunlaşmaktadır. Bu eleştirilere “Hukuk-Fıkıh İlişkisi: İslâm Hukukçusu Kimdir?” başlıklı bir makaleyle önümüzdeki günlerde cevap vermeyi planlıyorum.

* * *

Bu makaleyi bitirirken şunu da belirtmek isterim: Ben Türkiye’de İslâm hukukunu bilen kişilerden önemli bir kısmının sigaranın haram olmadığı kanısında olduklarını ve Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş’ın açıklamasını tasvip etmediklerini tahmin ediyorum. Ama bunların Diyanet İşleri Başkanının “sigara haramdır” fetvasına açıkça ve güçlü bir şekilde tepki vermekten çekindiklerini düşünüyorum. Ülkemizdeki siyasî ortam, İslâm hukuku tartışmalarının dahi özgürce yapılmasına izin vermiyor. Artık bu ülkede iktidardakilerin tezlerine aykırı tezleri dile getirmek cesaret istiyor.

* * *

Burada ilk makalemde olduğu gibi şunu da hatırlatmak isterim: Türkiye’de sigaranın yasaklanması gereğini savunan ilk akademik makaleyi bundan 30 yıl önce ben yazdım (12). Hayatım boyunca sigara içmedim. Sigara içenlere de sigarayı bırakmalarını tavsiye ederim. 30 yıldır sigaranın başkasına zarar verdiği her durumda yasaklanması gerektiğini savunuyorum. Ancak sigaranın beşerî kanun koyucu tarafından yasaklanması başka, sigaranın haram olduğunun söylenmesi başkadır.

Sonuç

Gerek yürürlükteki modern hukukumuz, gerekse İslâm hukuku, hürriyet karinesi üzerine kuruludur. Her iki hukuk sisteminde de hürriyet asıl, yasaklar ise istisnadır. Hürriyet sayısı, yasak sayısından her zaman çok daha fazladır. Bir şeyin serbest olma ihtimali, o şeyin yasaklanmış olma ihtimalinden defalarca fazladır. Bu nedenle bir şeyin yasak olduğunu söyleyen kişinin yanılma ihtimali, o şeyin serbest olduğunu söyleyen kişinin yanılma ihtimalinden kat be kat fazladır. Memnu beyin yanılma ihtimali, Hürriyet hanımın yanılma ihtimalinden çok daha fazladır.

O nedenle tereddütlü durumlarda o şeyin serbest olduğunu söylemekten korkmamak, ama o şeyin yasak olduğunu söylemekten ise çekinmek gerekir.

Ne var ki, gerek modern hukukumuz, gerekse İslâm hukuku hürriyetçi olsa da, çoğunluğu itibarıyla, Türk insanının doğasının özgürlükçü olmadığını, içgüdüsel olarak genellikle yasaktan yana tercihte bulunduğunu gözlemliyorum. Türk insanının kafasında hürriyet karinesi değil, yasak karinesi vardır. Tartışmalı bir konuda söz konusu şeyin yasak olup olmadığını sokaktaki vatandaşlara sorun, çoğunlukla o şeyin yasak olduğu cevabını alacaksınız.

Asıl sorun, modern hukukumuzun veya İslâm hukukunun özgürlükçü olmaması değil, insanlarımızın özgürlükçü olmamasıdır. Modern hukukumuz da, İslam hukuku da özgürlük varsayımı üzerine kuruludur; her iki hukukta da özgürlük, default niteliktir. Ama gelgelelim insanlarımızın “fabrika ayarları”, özgürlük üzerine değil, yasak üzerine kuruludur. Asıl mesele, hukukumuzu değil, insanlarımızı daha özgürlükçü hâle getirmektir.

Hürriyetin asıl olduğu bir hukuk sistemi içinde yaşıyoruz. Korkmayalım: Başımızı göğe kaldıralım ve “ben insanım, ben sorumluyum ve ben özgürüm” diyelim.

13 Mart 2019


NOT: Bu makale, şu makaleme yöneltilen eleştirilere cevap olarak yazılmıştır: Kemal Gözler, “Sigara Haram mı?”, www.anayasa.gen.tr/sigara-haram-mi.htm (Yayın Tarihi: 20 Şubat 2019).

Sigaranın haramlığı meselesinin fıkıh sorunu olduğu, fıkhın da ilâhiyat değil, hukuk olduğu konusunda bkz.: Kemal Gözler, “Hukuk-Fıkıh İlişkisi: İslâm Hukukçusu Kimdir?”, www.anayasa.gen.tr/hukuk-fikih.htm (Yayın Tarihi: 19 Mart 2019).


Bu makale, şu kitabın bir bölümüdür:
Kemal Gözler, Fıkıh-Hukuk İlişkisi Üzerine , Bursa, Ekin, Nisan 2019.



DİPNOTLAR
* http://www.anayasa.gen.tr/gozler.htm.
(1) Kemal Gözler, “Sigara Haram mı?”, www.anayasa.gen.tr/sigara-haram-mi.htm (İlk Yayın Tarihi: 20 Şubat 2019). Bu makale daha sonra şurada yayınlanmıştır: Türkiye Günlüğü, Sayı 137, Kış 2019, s.128-134.
(2) https://analytics.google.com/analytics/web/... (Erişim Tarihi: 8 Mart 2019).
(3) Bu sayılar, gerçekte “okuyucu” sayısı değil, bu makalelerin yer aldığı web sayfalarının (www.anayasa.gen.tr/hukuk-nereye-gidiyor.htm ve www.anayasa.gen.tr/demokrasi-nereye-gidiyor.htm) açılma sayılarıdır.
(4) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Alp Dağlarından ve Miss Chalfrin'in Albümünden, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1942, s.37.
(5) Gerçi benim makalemden dört gün sonra Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Yeni Şafak gazetesinin 24 Şubat 2018 tarihli nüshasında “Sigara Haramdır” başlıklı bir makale [HTML]; bundan dört gün sonra aynı gazetenin 28 Şubat 2019 tarihli nüshasında “Sigara Haramdır (2)” başlıklı ikinci bir makale yayınladı [HTML]. Bu makalelerde benim ismim veya “Sigara Haram mı?” başlıklı makalem zikredilmiyor. Dolayısıyla bu makalelerin benim makaleme cevap olarak yazıldığını söylemek zordur. Bununla birlikte bu makalelerin “sigara haram değildir” tezine cevap olarak yazıldığı tartışmasızdır. Bu makalelerin yazıldığı günlerden önceki günlerde “sigaranın haram olmadığı” tezini savunan tek makale, görebildiğim kadarıyla, benim makalemdir. İlave edelim ki, Hayrettin Karaman’ın her iki makalesi de akademik tarzda yazılmış makaleler değil, birer gazete köşe yazısı niteliğinde olan makalelerdir.
(6) Örneğin bkz.: Hayrettin Karaman, “Sigara Haramdır”, Yeni Şafak, 24 Şubat 2018 [HTML].
(7) David Hume, A Treatise of Human Nature, 1789, Book III, Part I, Section I (T3.1.1.27).
(8) Hayrettin Karaman, “Sigara Haramdır”, Yeni Şafak, 24 Şubat 2018 [HTML].
(9) Hayrettin Karaman, Günlük Hayatımızda Helâller ve Haramlar, İstanbul, İz Yayıncılık, 10. Baskı, 2000, Birinci Bölüm, II, C [HTML].
(10) Kıyasın unsurları konusunda bkz.: Kemal Gözler, Hukuka Giriş, Bursa, Ekin, 15. Baskı, 2018, s.355-362.
(11) Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an Tefsiri, En'am Suresi, Ayet 38, kuran.diyanet.gov.tr/… (Erişim Tarihi: 12 Mart 2019).
(12) Kemal Gözler, “Sigara İçme Özgürlüğü ve Sınırları: Özgürlüklerin Sınırlandırılması Problemi Açısından Sigara Yasağı”, Ankara Barosu Dergisi, Yıl 47, Sayı 1, Ocak 1990, s.31-67 [HTML].



(c) Kemal Gözler, 2019.

UYARI: Makalemin tam metin olarak başka internet sitelerinde, gazete veya dergilerde yayınlanmasına rızam yoktur. Makalemden ancak tanıtım amacıyla, miktar olarak yarısını aşmamak, yazarını ve kaynağını açıkça belirtmek ve www.anayasa.gen.tr/sigara-haram-mi-2.htm adresine link vermek şartıyla alıntı yapılabilir. Makalemi iznim olmaksızın tam metin olarak yayınlayan internet sitelerine, bloglarına, gazetelere ve dergilere karşı takibatta bulunacağım. Önemle hatırlatırım. Ayrıca belirtmek isterim ki, bu metin kesin bir metin değildir. Kağıt dergide yayınlanıncaya kadar, makalelerimi, gelen eleştiriler doğrultusunda düzeltiyor ve geliştiriyorum. Başka sitelerdeki konulan metinleri ise düzeltme ve geliştirme imkanım yok.

NOT: Bu makale, şu makaleme yöneltilen eleştirilere cevap olarak yazılmıştır: Kemal Gözler, “Sigara Haram mı?”, www.anayasa.gen.tr/sigara-haram-mi.htm (Yayın Tarihi: 20 Şubat 2019).

DAHA FAZLASI İÇİN: Sigaranın haramlığı meselesinin fıkıh sorunu olduğu, fıkhın da ilâhiyat değil, hukuk olduğu konusunda bkz.: Kemal Gözler, “Hukuk-Fıkıh İlişkisi: İslâm Hukukçusu Kimdir?”, www.anayasa.gen.tr/hukuk-fikih.htm (Yayın Tarihi: 19 Mart 2019).

Bu makaleye aşağıdaki şekilde atıf yapılması önerilir: Kemal Gözler, “Sigara Haram mı? (2): Eleştirilere Cevaplar”, www.anayasa.gen.tr/sigara-haram-mi-2.htm (Yayın Tarihi: 13 Mart 2019).

NOT: Bu makale bir kağıt dergide yayınlanıncaya kadar, bir “hazırlık çalışması” olarak görülmelidir. Makalemde değişiklik ve düzeltme yapma hakkım saklıdır. Makalemdeki muhtemel hataları bildireceklere ve keza görüş ve eleştirilerini benimle paylaşacaklara teşekkür ederim.

Bu makale ilginizi çektiyse izleyen makalem de ilginizi çekebilir: Kemal Gözler, “Sigara Haram mı?”, www.anayasa.gen.tr/sigara-haram-mi.htm (Yayın Tarihi: 20 Şubat 2019).

Bu makale ilginizi çektiyse izleyen kitabım da ilginizi çekebilir: Kemal Gözler, Hukuka Giriş, Bursa, Ekin, 22. Baskı, 2018.


Editör: Kemal Gözler
E-Mail:
twitter.com/k_gozler
Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr
Bu Sayfa: www.anayasa.gen.tr/sigara-haram-mi-2.htm
İlk Yayın Tarihi: 13 Mart 2019, Saat 20
Düzeltme ve Geliştirmeler: 14 Mart 2019, Saat 11