TÜRK ANAYASA HUKUKU SİTESİ [www.anayasa.gen.tr]

 

 

Yüksek Seçim Kurulu Kararları

 

Kemal Gözler

 

YSK Karar Arama: http://www.ysk.gov.tr/tr/karar/liste

Yüksek Seçim Kurulu bir yüksek mahkeme, bir yargı organı değildir. Ama seçim uyuşmazlıklarını hakkında kesin karar verme yetkisine sahip bur yüksek kuruldur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları Türk seçim hukukunun, dolayısıyla Türk anayasa hukukunun bir kısmının doğrudan doğruya kaynağıdır. Yüksek Seçim Kurulunun bazı önemli kararları Resmî Gazete’de yayınlanır. ( http://rega.basbakanlik.gov.tr ) Yüksek Seçim Kurulunun kararlarının yayınlandığı özel bir dergi yoktur. Bununla birlikte kararların toplandığı çeşitli yayınlar söz konusudur. Örneğin: Yüksek Seçim Kurulu Kararları: 1991-1992 Yılları, Ankara, 1993; Yüksek Seçim Kurulu Kararları: 1993-1994 Yılları, Ankara, 1996; Yüksek Seçim Kurulu İlke Kararları: 1995-1996-1997 Yılları, Ankara, 1999.

Yüksek Seçim Kurulu  kararlarına Resmi Gazete http://rega.basbakanlik.gov.tr   nin "fihrist" kısmına tıklayarak ( http://rega.basbakanlik.gov.tr/Fihrist/fihrist.asp ) açılan sayfada "MEVZUAT TÜRÜ" kısmından "YUKSEK SECIM KURULU KARARLARI"nı seçilip "BUL"a tıklanarak ulaşılabilir. Bu şekilde oluşturulmuş bir liste için burasını tıklayabilirsiniz

YSK internet sitesi 2006 yılında hizmete girmiştir: http://www.ysk.gov.tr . Ancak bu siteden hala YSK kararlarına ulaşmak mümkün değildir (8 Mart 2007).

 

 


yüksek seçim kurulunun kendisi hakkında bilgi

 

kEMAL gÖZLER, tÜRK ANAYASA hUKUKU, bURSA eKİN, 2001, s.266-268; 271-272'DEN ALINMIŞTIR.

 

Anayasamıza göre, “seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır” (m.79).

Anayasa bu amaçla bir Yüksek Seçim Kurulu  kurmuştur. Keza Anayasa, “diğer seçim kurulları”nda da bahsetmektedir. Bu seçim kurulları 26 Nisan 1961 tarih ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun[1] ile düzenlenmiştir. Bu kanuna göre, illerde “il seçim kurulu” (m.15), ilçelerde de “ilçe seçim kurulu” (m.18) kurulmuştur.

Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkanvekili ad çekmeye girmezler (AY, m.79).

İl Seçim Kurulu, “il merkezinde görev yapan en yüksek dereceli üç yargıçtan kurulur”[2]. İlçe Seçim Kurulu ise, “bir başkan ile altı asıl ve altı yedek üyeden kurulur”. “İlçedeki en yüksek dereceli yargıç kurulun başkanıdır”. Kurulun dört asıl ve dört yedek üyesi siyasal partilerden alınır. Diğer ikişer üye ise ilçedeki memurlardan en yüksek dereceli sekiz kişinin arasından ad çekme usûlüyle belirlenir[3].

Yüksek Seçim Kurulunun görevleri Anayasanın 79’uncu maddesinde sayılmıştır: Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur.

Yüksek Seçim Kurulunun kararları kesindir. Bu kararlar aleyhine başka bir mercie başvurulamaz (m.79).

Yüksek Seçim Kurulu, Anayasanın “yasama” bölümünde düzenlenmiş olsa da, gerek kuruluş, gerek çalışma tarzı bakımından bir yargı organı niteliğindedir[4]. Yukarıda görüldüğü gibi üyeleri Yargıtay ve Danıştay tarafından kendi üyeleri arasından seçilmektedir. Keza bu Kurul, yargısal usûllerle çalışmakta ve seçim uyuşmazlıklarını kesin hükme bağlamaktadır.


[1].   Resmî Gazete, 2 Mayıs 1961, Sayı 10796.

[2].   17 Mayıs 1979 tarih ve 2234 sayılı Kanun ile değişik 26 Nisan 1961 tarih ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, m.15.

[3].   Aynı Kanun, m.18, 19.

[4].   Teziç, Anayasa Hukuku, op. cit., s.269.

 

Milletvekili Seçilme Yeterliliği Şartları Konusunda Yüksek Seçim KurulununDenetimi

Bir kimsenin milletvekili seçilme yeterliliği konusunda yukarıda şartları taşıyıp taşımadığı konusunda karar vermeye yetkili makam, seçimlerin genel yönetiminden sorumlu olan Yüksek Seçim Kuruludur (m.79). O halde bir kimsenin milletvekili seçilme yeterliliği şartlarına sahip olup olmadığı konusundaki denetim nihaî olarak Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılır. Bu denetimin nasıl yapılacağı 10 Haziran 1983 tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununda ve 26 Nisan 1961 tarih ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda düzenlenmiştir.

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 20 ve 21’inci maddelerine göre, milletvekili adayları il seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulunca ilân edilmektedir. Bu Kanunun 22’nci maddesinde ise, adayların geçici olarak ilânından iki gün içinde il seçim kurullarına itiraz edilebileceği, il seçim kurullarınca en geç iki gün içinde bu itirazın karara bağlanacağı, ilgililerin bu kararlara karşı iki gün içinde Yüksek Seçim Kuruluna itiraz edebileceği, Yüksek Seçim Kurulunun bu itirazları üç gün içinde karara bağlayacağı öngörülmektedir. Ayrıca aynı Kanununun 23’üncü maddesi de, il seçim kurullarının kendi seçim çevrelerindeki adayların milletvekili seçilme yeterliliği şartlarını re'sen inceleyebileceklerini, bir noksanlık veya aykırılık görürlerse, iki gün içinde durumu Yüksek seçim Kuruluna bildireceklerini öngörmektedir. “4’üncü madde ise, kesinleşen adayların Yüksek Seçim Kurulu tarafından Resmî Gazete ve radyo ile ilân edileceği öngörülmektedir.

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 130’uncu maddesinin birinci fıkrasının 6 numaralı bendi “seçilme yeterliliğine” yapılacak itirazların seçilen kişiye verilecek tutanağın düzenlenmesinden sonraki üçüncü gün saat 17’ye kadar Yüksek Seçim Kuruluna yapılmasını öngörmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrası ise, “seçimin neticesine müessir olaylar ve haller sebebiyle” “siyasî partilerin il başkanlarıyla genel merkezleri veya bağımsız aday tarafından” 7 gün içinde, Yüksek Seçim Kuruluna itiraz yapılabileceğini hükme bağlamaktadır.

Aynı maddenin dördüncü fıkrası ise, “adaylığın kesinleşmesinden sonra, adayın Türk olmadığına, yaşının kanunda gösterilenden küçük olduğuna, okur-yazar olmadığına veya seçilme yeterliliğini kaybettiren bir mahkumiyeti bulunduğuna ilişkin iddialar dışındaki nedenlerle adaylara itiraz olunamaz”.

Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, seçim yapıldıktan ve milletvekili seçilen kişiye tutanak verildikten sonra seçilen kişinin meclis seçilme yeterliliği şartlarına ilişkin olarak biri üç gün içinde yapılabilecek (olağan itiraz yolu), diğeri yedi gün içinde yapılabilecek (olağanüstü itiraz yolu) iki itiraz yolu öngörülmüştür[1]. Bu süreler içinde, milletvekili seçilen kişinin milletvekili seçilme yeterliliğine yönelik itiraz yapılmışsa, Yüksek Seçim Kurulu, itirazdaki hususların kanıtlanması üzerine ilgili milletvekilinin seçim tutanağının iptaline karar verebilir. Buna karşılık, bu üç günlük ve yedi günlük süre geçtikten sonra bir milletvekilinin seçilme yeterliliğine itiraz edilmesi ve keza Yüksek Seçim Kurulunun bu konuda karar vermesi mümkün değildir.

Bununla birlikte, önceden mevcut olduğu halde, seçimin yapılmasından, ilgili kişiye seçim tutanağı verilmesinden ve üç günlük ve yedi günlük sürelerin geçmesinden sonra öğrenilecek olan bir milletvekili seçilme yeterliliği engeli durumunda ne olacağı tartışmalıdır[2]. Yüksek Seçim Kurulu genellikle, kanunlardaki seçilme yeterliliğine ilişkin emredici hükümlerin ihlâl edilip edilmediğini her zaman dikkate alabileceğine karar vermektedir. Yüksek Seçim Kurulu bu durumları “tam kanunsuzluk” olarak isimlendirmekte, böyle durumları, itiraz sürelerinin geçmiş olmasına rağmen inceleyebileceğine karar vermektedir[3].

Ancak milletvekili seçilme yeterliliğine engel olan bir durumun milletvekili seçildikten sonra ortaya çıkması durumunda Yüksek Seçim Kurulu tamamıyla yetkisizdir. Bu durum yerine göre “milletvekilliğinin düşmesi” sebebi oluşturabilir. Milletvekilliğinin düşmesi ise ya kendiliğinden ya da Meclis kararıyla olur. Bu konuyu aşağıda izleyen bölümde inceleyeceğiz.


 


[1].   Onar, “1982 Anayasasında Milletvekilliğinin Düşmesi”, op. cit., s.435.

[2].   Bkz. Onar, “1982 Anayasasında Milletvekilliğinin Düşmesi”, op. cit., s.435.

[3].   Bu konuda bkz. Onar, “1982 Anayasasında Milletvekilliğinin Düşmesi”, op. cit., s.436. Yüksek Seçim Kurulunun aksi yönde kararları da vardır. Örneğin 26 Aralık 1988 tarih ve 311 sayılı Kararı, Resmî Gazete, 11 Ocak 1989, Sayı 20046.

 

 


 

"TÜRK ANAYASA HUKUKU SİTESİ"nin ana sayfası ve sitenin içindeki herhangi bir sayfa, önceden izin almaksızın ne suretle olursa olsun, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, tekrar yayınlanamaz, dağıtılamaz, başka internet sitelerine konulamaz. İzin için kgozler[at]hotmail.com adresine başvurunuz. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 21.2.2001 tarih ve 4630 sayılı kanunla değişik 71 ve 72’nci maddeleri, bir fikir ve sanat eserini herhangi bir yöntemle çoğaltanları, dağıtanları, satanları, elinde bulunduranları, paraya çevrilmeksizin, 2 (iki) yıldan 4 (dört) yıla kadar hapis veya 50 (elli) milyar liradan 150 (yüzelli) milyar liraya kadar ağır para cezasıyla veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisiyle birlikte cezalandırmaktadır.


Editör: Kemal Gözler

E-Mail: kgozler[at]hotmail.com

Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr

Son Değişiklik: 8 Mart 2007