Anayasamızın 117’nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Cumhurbaşkanı sorumludur”. (9 Temmuz 2018’den önce Bakanlar Kurulu sorumluydu). Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre ise “Milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Cumhurbaşkanı sorumludur”. (9 Temmuz 2018’den önce Başbakan sorumluydu).
9 Temmuz 2018’den önce, Genelkurmay Başkanı Millî Savunma Bakanına değil, Başbakana bağlı olduğu kabul ediliyordu.
Bu durum Cumhurbaşkanı hükûmet sisteminin ilk günlerinde de devam etti. Zira 10 Temmuz 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 37 ve 338’inci maddelerine göre Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanına bağlanmıştı. Anayasamıza göre olması gereken de budur. Zira, Anayasa, m.117/2’ye göre silahlı kuvvetlerden “Cumhurbaşkanı sorumlu” olduğuna ve sorumluluk yetki gerektirdiğine göre, Genelkurmay Başkanı üzerinde doğrudan doğruya Cumhurbaşkanının yetkili olması gerekir. Zaten Anayasa, m.117/3’de Genelkurmay Başkanı atama yetkisini doğrudan doğruya Cumhurbaşkanına vermektedir.
Ne var ki, 10 Temmuz 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinden beş gün sonra 15 Temmuz 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 799’uncu maddesiyle 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 37 ve 338’inci maddelerinde değişiklik yapılarak, Genelkurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanından alınıp, Millî Savunma Bakanına bağlanmıştır.
a) Genelkurmay Başkanı, Millî Savunma Bakanı bağlı olduğuna göre, Millî Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanına emir ve talimat verebilir. Emir ve talimat verme yetkisi bir hiyerarşi yetkisi olup, idarenin bütünlüğü ilkesinden kaynaklanmaktadır; sorumluluk veya bağlılık ilişkisinin öngörülmüş olması kaydıyla, bu yetkinin ayrıca kanunla öngörülmesine gerek yoktur. Kaldı ki 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 338’inci maddesinin değişik ikinci fıkrasında “Genelkurmay Başkanı … Milli Savunma Bakanına … bağlı ve sorumludur” denmektedir. Sorumluluk da emir ve talimat verme yetkisini içerir.
b) Ne var ki, Cumhurbaşkanı da Genelkurmay Başkanına emir ve talimat verebilir. Zira 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 338’inci maddesinin ilk fıkrasında “Cumhurbaşkanı gerekli gördüğünde Genelkurmay Başkanı ile Kuvvet Komutanları ve bağlılarından doğrudan bilgi alabilir, bunlara doğrudan emir verebilir. Verilen emir herhangi bir makamdan onay alınmaksızın derhal yerine getirilir” denmektedir.
Eleştiri.- Aynı makam üzerinde iki ayrı makamın emir ve talimat verme yetkisine sahip olması eleştiriye açıktır. Genelkurmay Başkanı, aynı konuda hem Millî Savunma Bakanından, hem Cumhurbaşkanından farklı emirler alırsa hangisine uyacaktır? Baştan Cumhurbaşkanlığına bağlı olan Genelkurmay Başkanlığı buradan alınıp Millî Savunma Bakanlığına bağlandığına göre Genelkurmay Başkanına emir ve talimat verme yetkisi Millî Savunma Bakanına ait olmalıdır. Şüphesiz Cumhurbaşkanı Millî Savunma Bakanına emir ve talimat verebilir.
1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle değişik 338’inci maddesinin ilk fıkrasına göre “Genelkurmay Başkanlığı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları Milli Savunma Bakanına bağlıdır”. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da “Genelkurmay Başkanı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları Millî Savunma Bakanına ayrı ayrı bağlı ve sorumludur” denmektedir.
Eleştiri.- Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları doğrudan Milli Savunma Bakanlığına bağlanabilir. Ama bu durumda bir Genelkurmay Başkanlığına ihtiyaç kalmaz. Hem Genelkurmay Başkanlığını muhafaza edip, hem de Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarının doğrudan Millî Savunma Bakanlığına bağlanması çelişkilidir. Bu komutanlıklar, doğrudan Millî Savunma Bakanlığına bağlı olacak ise, ne diye Genelkurmay Başkanlığına ihtiyaç olsun? Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları doğrudan Milli Savunma Bakanlığına bağlanacak ise, Yapılması gereken şey, Genelkurmay Başkanlığını lağvetmekten ibarettir.
Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarına, tam üç ayrı makamın (Genelkurmay Başkanının, Millî Savunma Bakanının ve Cumhurbaşkanının) emir ve talimat vereceği sonucu çıkmaktadır. Şöyle:
a) Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarına Genelkurmay Başkanı emir ve talimat verebilir. Çünkü 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 338’inci maddesinin dördüncü fıkrasında “Genelkurmay Başkanı Cumhurbaşkanı namına Silahlı Kuvvetlerin komutanıdır” denmektedir. “Silahlı Kuvvetlerin komutanı” olmak demek, onun hiyerarşi amiri olmak ve ona emir ve talimat verebilmek demektir.
b) Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarına Millî Savunma Bakanı da emir ve talimat verebilir. Zira 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 338’inci maddesinin ilk fıkrasına göre, “Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları Millî Savunma Bakanına ayrı ayrı bağlı ve sorumludur”. Bağlılık ve sorumluluk emir ve talimat verme yetkisini de içerir.
c) Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarına Cumhurbaşkanı da emir ve talimat verebilir. Zira 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 338’inci maddesinin ilk fıkrasına göre, “Cumhurbaşkanı gerekli gördüğünde… Kuvvet Komutanları ve bağlılarından doğrudan bilgi alabilir, bunlara doğrudan emir verebilir. Verilen emir herhangi bir makamdan onay alınmaksızın derhal yerine getirilir”.
Eleştiri.- Bir makamın aynı anda üç ayrı makamdan emir ve talimat alması, hiyerarşi ilkesiyle bağdaşmaz. Bir kuvvet komutanı aynı konuda Genelkurmay Başkanından bir emir, Millî Savunma Bakanından bir emir ve Cumhurbaşkanından başka bir emir alırsa bunların hangisine uyacaktır?
Burada hiyerarşi ilkesi açısından bir çelişki vardır. Çelişki şu iki sebepten kaynaklanmaktadır: (1) Genelkurmay Başkanlığı kaldırılmaksızın Kuvvet Komutanlıkları doğrudan doğruya Millî Savunma Bakanına bağlanmıştır. Bu durumu yukarıda eleştirdik. Eğer böyle bir şey yapılacaksa Genelkurmay Başkanlığının kaldırılması gerekir. (2) Cumhurbaşkanına gerek Genelkurmay Başkanına ve gerekse Kuvvet Komutanlarına ve onların bağlılarına doğrudan doğruya emir ve talimat verme yetkisinin tanınması çelişkiyi katmerli bir şekilde artırmıştır.
Çelişki şu iki şekilde çözülebilir: (1) Ya Genelkurmay Başkanlığı kaldırılmalı, ya da kuvvet komutanlıkları Millî Savunma Bakanlığına değil, Genelkurmay Başkanlığına bağlanmalıdır. (2) Her halükârda Cumhurbaşkanının Millî Savunma Bakanını veya Genelkurmay Başkanını atlayıp kuvvet komutanlarına emir ve talimat verme yetkisi kaldırılmalıdır.
Ayrıca belirtelim ki, yukarıdaki hüküm Cumhurbaşkanına sadece kuvvet komutanlarına değil, onların hiyerarşik altlarına, yani 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 338’inci maddesinin kullandığı terimle onların “bağlıları”na da emir ve talimat verme yetkisini tanımaktadır. Silahlı kuvvetlerde sıralı komutanın atlanıp onun altındakine emir verilmesi askerî hiyerarşi prensibiyle bağdaşmaz. Böyle bir durumda komutanın otoritesi sıfıra iner. Başındaki komutanın otoritesinin yara aldığı bir askerî birliğin yurt savunmasında başarı sağlaması mümkün değildir.
Doğrusu, Genelkurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığından alınıp Millî Savunma Bakanlığına bağlandığına göre Cumhurbaşkanının Millî Savunma Bakanına, Millî Savunma Bakanının Genelkurmay Başkanına, Genelkurmay Başkanının kuvvet komutanına, kuvvet komutanının ordu komutanına, ordu komutanının kolordu komutanına, ilh. emir ve talimat vermesidir. Hiyerarşi ilkesi bunu gerektirir. Cumhurbaşkanının Millî Savunma Bakanını, Genelkurmay Başkanını, kuvvet komutanını, kolordu komutanını atlayıp bir tugay komutanına emir ve talimat vermesi bir garabettir. Cumhurbaşkanının fiilen bunu yapıp yapmadığını bilemem; ama 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 338’inci maddesinin ilk fıkrasında öngörülen şey budur.
Özetle kuvvet komutanlarına emir ve talimat verme yetkisi Genelkurmay Başkanına, Millî Savunma Bakanına ve Cumhurbaşkanına aittir. Aynı makam üzerinde birden fazla kişiye emir ve talimat verme yetkisinin tanınması hiyerarşi ilkesinin mantığına ve idarenin bütünlüğü ilkesi aykırıdır.
30 Aralık 2019