[Ana Sayfa]


MİTHAT PAŞA’NIN AHI
“Yazık! Konstitüsyon Bitti, Bu Millet Terakki Edemiyecek!”
(1876 Kanun-ı Esasîsinin İlânının 144’üncü Yıl Dönümü Dolayısıyla)



Kemal Gözler*

Bugün 23 Aralık 2020. Kanun-ı Esasînin ilânının 144’üncü yıl dönümü. İlk Anayasamızın doğum günü münasebetiyle bir anma yazısı kaleme alayım dedim.

* * *

Kanun-ı Esasînin ilk taslağı Mithat Paşa tarafından hazırlanmış ve Kanun-ı Esasî Mithat Paşa’nın çabaları sonucunda Padişah İkinci Abdülhamit tarafından 7 Zilhicce 1293 (23 Aralık 1876) tarihinde “Vezir-i Meâlî-semirim Mithat Paşa (Yüce Nitelikli Vezirim Mithat Paşa)” diye başlayan bir Hatt-ı Hümayun ile ısdar edilmiştir (Hatt-ı Humayunun başını ve sonunu gösteren bir görsel ve ilgili kısımların yazı çevirimi aşağıdadır).

1. Mithat Paşa’nın Ahı

Mithat Paşa, 19 Aralık 1876’da Sadrazamlığa atandı. 23 Aralık 1876’da Kanun-ı Esasî ısdar edildi.

Kanun-ı Esasînin ısdarında sadece bir buçuk ay sonra, 5 Şubat 1877 tarihinde, İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın yazdığına göre, Mithat Paşa, “bir tertip ile iğfal olunarak… saraya getirilerek mabeyn feriki İngiliz Said Paşa vasıtasiyle elinden Sadaret mühürü” alınmış ve Bahri Süleyman isminde bir alaybeyinin nezaretinde “İzzettin vapuriyle hudut dışına çıkarılmıştır” [1]. Profesör Uzunçarşılı’nın naklettiğine göre Mithat Paşa vapura götürülürken,

“yazık, devlete ve millete yazık! İnna lillah ve inna ileyhi raciun”

diyerek ağlamıştır [2].

Kendisini İzzettin vapuruyla Brendizi (Brindisi)’ye götürmekle görevli alaybeyi Bahri Süleyman Beyin dönüşte sunduğu 9 Şubat 1877 tarihli raporda yazdığına göre, Mithat Paşa, yolda,

“Yazık! Konstitüsyon bitti, bu millet terakki edemiyecek!”

demiştir [3].

2. Konstitüsyon

Konstitüsyon”, Fransızca “anayasa” anlamına gelen “constitution” kelimesinin söylenişidir.

Osmanlılar, Birinci Meşrutiyetten önceki günlerde Fransızca “constitution” kelimesiyle karşılaştılar. Kendi dillerinde hazır bir karşılığı olmayan bu kelime için bir karşılık bulmak zorunda kaldılar. Bazıları Fransızca constitution kelimesini, “kanun-ı esasî”, “şartname-i esasî” ve “şeriat-ı esasîye” gibi terimler kullanarak Türkçeye çevirmeye çalıştı. Bazıları ise Türkçeye çevirmek yerine, bu kelimeyi olduğu gibi Osmanlı yazısıyla “konstitüsyon” şeklinde yazıp söylemeye başladı [4]. Mithat Paşa’nın yukarıdaki cümlesinde de yapılan budur. Mithat Paşa, “Yazık! Konstitüsyon bitti” derken “Yazık! Anayasa bitti” demek istemiştir.

3. “Konstitüsyon Bitti” veya “Elveda Anayasa”

Ben de 2017 yılında yayınladığım Elveda Anayasa başlıklı bir kitapta [5], artık “Anayasa”nın ülkemizi terk ettiğini gözlemlemiş ve Anayasaya “elveda” demiştim.

Meğerse Türkiye’de anayasaya çoktan “elveda” denmiş. Hem de benim kitabımdan 141 sene evvel! Mithat Paşa’nın 1877’deki “Yazık! Konstitüsyon bitti!” çığlığının bundan başka ne anlamı olabilir ki?

Dahası bu çığlığın sahibi, o Konstitüsyonu, yani o Anayasayı yapanlardan biri ve en önemlisi. Mithat Paşa, 9 Şubat 1877 tarihinde, yani Anayasanın 23 Aralık 1876’da ısdarından sadece bir buçuk ay sonra, “Yazık! Anayasa bitti” demek zorunda kalmıştır. O günden bugüne, bu ülkeye anayasa bir daha doğru dürüst gelememiştir.

Galiba Mithat Paşa’nın ahı tuttu. Mithat Paşa’nın “Yazık! Konstitüsyon bitti, bu millet terakki edemeyecek!” demesinin üzerinden 144 yıl geçtiği hâlde geldiğimiz yer aynı: Ülkede ne konstitüsyon, ne de terakki var!

4. Anayasalar Neden Biter?

Vakıa bu ülkede 144 yıldan beri anayasa yapılıyor ve yapılan her anayasa “bitiyor”.

Anayasalar neden biter? Anayasayı bitiren şey nedir?

Anayasayı bitiren şey, anayasanın metnindeki bir eksiklik veya bir kusur değildir. Anayasayı bitiren şey, anayasanın yaşlanması da değildir. Dünyanın ilk Anayasası olan 1787 tarihli ABD Anayasası hâlihazırda 233 yaşındadır ve capcanlı hayattadır. Zaten Türkiye’de herhangi bir anayasaya yaşlanmak da nasip olmamıştır.

Anayasayı bitiren şey, bu ülkede kuvvetler ayrılığının olmamasıdır. Kuvvetler ayrılığı olmadan, ne kadar mükemmel bir anayasa yaparsanız yapın, o anayasa yaşayamaz. Mithat Paşa gibi “Yazık! Konstitüsyon bitti”; benim gibi “elveda anayasa” deyip dururuz.

Peki ama Türkiye’de kuvvetler ayrılığı neden yok?

Türkiye’de kuvvetler ayrılığının olmamasının sebebi, kuvvetli adamların olmamasıdır. Kuvvetli adamların olmadığı yerde, kuvvetler ayrılığı olmaz. Kuvvetler ayrılığı teorisi, kendisine yasama, yürütme veya yargı yetkisi verilen insanların, kuvvetli kişilikler olduğu ve kendilerine verilen bu yetkilere sahip çıkaracakları varsayımı üzerine kuruludur. Kuvvetli kişiliklerin olmadığı yerde kuvvetler ayrılığı da, anayasa da olmaz.

Türkiye’nin meselesi budur.

Bir ülkede anayasa, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini mükemmel bir şekilde birbirinden ayırmış ve bu yetkileri, birbirini dengeler bir şekilde farklı ellere vermiş olabilir. Bu yetkilerin verildiği makamlardaki kişiler, bu yetkilerine sahip çıkma cesareti gösteremiyorlarsa, böyle bir ülkede herhangi bir anayasal sistemin işlemesi mümkün olmaz.

Örnek mi istiyorsunuz? Örnek vermeye gerek var mı? Her gün pek çok örneği görüp şaşırmıyor muyuz? Yetkilerini kullanma cesaretini gösteremeyen yetki sahiplerini hayretle izlemiyor muyuz?

* * *

Birinci Meşrutiyet döneminde Berlin sefiri Edhem Paşa, Hariciye Nazırı Saffet Paşa’ya yazdığı bir mektupta “bize konstitüsyon değil, enstitüsyon lazımdır” demiştir [6]. Yani Edhem Paşa, “anayasadan önce, kurumlara ihtiyacımız var” demek istemiştir. Haklıdır. Belki daha da ileri gidip şunu söylemek gerekir: Bizim kurumlardan önce de kişilik sahibi insanlara ihtiyacımız var.

Sonuç

Bu küçük yazıyı, ilk Anayasamız hakkında, yürürlüğe girdiği ilk günlerde, yani “konstitüsyonun henüz bitmediğigünlerde, Ahmet Mithat tarafından kaleme alınan bir yazı dizisinden [7] bir alıntı yaparak bitirelim:

“Konstitüsyon altında bulunan bir memlekette kanun denilen şey, bir cebbarın cebrinden ibaret olamaz” [8].
K.G., 23 Aralık 2020



DİPNOTLAR
(Geri dönmek için dipnot numarasının üzerine tıklayınız).
[1] İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Mithat Paşa ve Yıldız Mahkemesi, Ankara, Türk Tarih kurumu Yayınları, 1968, s.130.
[2] Ibid.
[3] Bahri Süleyman Beyin 9 Şubat 1877 Tarihli Raporu, Yıldız Evrakı Zarf No 62’den nakleden Uzunçarşılı, op. cit. , s.130.
[4] Tarık Zafer Tunaya, “Osmanlı Basını ve Kanun-ı Esasî”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, İstanbul, İletişim Yayınları, 1985, c.1, s.72 (s.72-74). Tarık Zafer Tunaya’nın bildirdiğine göre Sait Paşa, constitution kelimesini Osmanlı yazısıyla “konstitüsyon” şeklinde yazarak Türkçede kullanmıştır (Tarık Zafer Tunaya, Siyasal Müessseler ve Anayasa Hukuku, İstanbul, 2. Baskı, 1969, s.115.). Ahmet Mithat’ın da Fransızca constitution için “konstitüsyon” kelimesini kullandığı bilinmektedir (Aşağıda sonuncu dipnota bakınız). Sait Paşa’nın ve Ahmet Mithat’ın kullandığı “konstitüsyon” kelimesi tutsaydı, bugün anayasaya “konstitüsyon”, anayasa hukukuna da “konstitüsyon hukuku” diyor olacaktık. Bu tabirde garipsenecek bir yan yoktur. Bütün Slav milletleri Fransızca constitution kelimesini kendi dillerine “konstitutsiya” şeklinde aktarmışlardır. Türkî Cumhuriyetlerde de “anayasa” için bu kelime, yani “konstitutsiya” kelimesi kullanılmaktadır. Bu konuda bkz. Kemal Gözler, Anayasa Hukukunun Genel Teorisi, Bursa, Ekin, 2. Baskı, 2020, c.I, s.33-34.
[5] Kemal Gözler, Elveda Anayasa: 16 Nisan 2017’de Oylayacağımız Anayasa Değişikliği Hakkında Eleştiriler, Bursa, Ekin, 2017 ( www.anayasa.gen.tr/elveda-anayasa-kitap.htm  ).
[6] Edhem Paşa’dan Saffet Paşa’ya Mektup, 23 Ağustos 1292/1876, BOA, Y. EE. 44/13 (Nakleden: Edhem Eldem, “L’Empire ottoman et la Turquie face à l’Occident: Leçon inaugurale prononcée le jeudi 21 décembre 2017”, Leçons inaugurales du Collège de France, 2018, https://books.openedition.org/cdf/6201 , paragraf 34.
[7] İlk Anayasamız Hicri 7 Zilhicce 1293 tarihlidir. Ahmet Mithat’ın yazı dizisinin ilki İttihad gazetesinin 9 Zilhicce 1293’te tarihli nüshasında, sonuncusu ise 30 Zilhicce 1293 sayısında yayınlanmıştır.
[8] Ahmed Midhat, “Kanun-ı Esasî Hakkında Bir İki Söz”, İttihad, No 110 (9 Zilhicce 1293), No 111 (10 Zilhicce 1293), No 112 (13 Zilhicce 1293), No 119 (23 Zilhicce 1293), No 124 (29 Zilhicce 1292), No 125 (30 Zilhicce 1293). Yazı çevrimi için bkz.: Furkan Şahan ve Ali Adem Yörük (Haz. ve Yazı Çevirimi), “Ahmed Midhat’ın Kaleminden Kanun-ı Esasînin İlk Şerhi: ‘Kanun-ı Esasî Hakkında Bir İki Söz’”, Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları, Sayı 13-14, 2012 Bahar-Güz, s.269 (s.261-280) ( http://cdn.istanbul.edu.tr/...ali-adem-yoruk.pdf  ).



İKTİBAS KONUSUNDA UYARI:
Bu yazının başka internet sitelerinde, gazete veya dergilerde tam metin olarak yayınlanmasına rızam yoktur. Makaleden (tamamı olmamak şartıyla) alıntı yaptıktan sonra tamamının okunması için www.anayasa.gen.tr/konstitusyon-bitti.htm adresine link verilmesini rica ediyorum.


BU METNE AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE ATIF YAPILMASI ÖNERİLİR:
Kemal Gözler, “Mithat Paşanın Ahı: 'Yazık! Konstitüsyon Bitti, Bu Millet Terakki Edemiyecek!' (1876 Kanun-ı Esasîsinin İlânının 144’üncü Yıl Dönümü Dolayısıyla)”, (www.anayasa.gen.tr/konstitusyon-bitti.htm) (Yayın Tarihi: 23 Aralık 2020).


BU MAKALE DAHA SONRA ŞU KİTABIMDA YAYINLANMIŞTIR:
Kemal Gözler, “Yazık, Konstitüsyon Bitti!” (Makalelerim 2020), Bursa, Ekin, 1. Baskı, Şubat 2021, XVI+194 s.

BU MAKALE İLGİNİZİ ÇEKTİYSE ŞU MAKALELEM DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Kemal Gözler, “Elveda Kuvvetler Ayrılığı, Elveda Anayasa: 10 Aralık 2016 Tarihli Anayasa Değişikliği Teklifi Hakkında Bir Eleştiri”, www.anayasa.gen.tr/elveda-anayasa.htm  (Konuluş Tarihi: 23 Aralık 2016)

BU MAKALE İLGİNİZİ ÇEKTİYSE ŞU KİTABIM DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Kemal Gözler, Elveda Anayasa: 16 Nisan 2017’de Oylayacağımız Anayasa Değişikliği Hakkında Eleştiriler, Bursa, Ekin, 2017 (https://www.anayasa.gen.tr/elveda-anayasa-kitap.htm).


(c) Kemal Gözler, 2020.
Copyright ve Sorumluluk
İktibas (Alıntı) Koşulları
Atıf (Kaynak Gösterme) Usulleri

Editör: Kemal Gözler
E-Mail:
twitter.com/k_gozler
Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr
Bu Sayfa: www.anayasa.gen.tr/konstitusyon-bitti.htm
Bu Sayfanın Yayın Tarihi: 23 Aralık 2020, Saat 10:30