Dün yayınladığım “Hukuk Fakültelerinde Bilimsel Yazma, Alıntı ve Atıf Usûlleri Dersine Neden İhtiyaç Vardır?” başlıklı yazımda, ülkemizde hâlihâzırda hukuk fakültelerinde lisans düzeyinde bir “bilimsel yazma, alıntı ve atıf usûlleri” dersinin olmamasını eleştirmiş ve bu derse ihtiyaç olduğunu savunmuş ve daha fazla gecikmeksizin hukuk fakültelerine lisans düzeyinde böyle bir ders konulmasını önermiştim.
Türkiye’de sosyal bilimler enstitülerinin kamu hukuku ve özel hukuk yüksek lisans programlarının pek çoğunda bilimsel araştırma ve yazma usûllerini öğrencilere öğretmeye yönelik çeşitli dersler vardır.
Ülkemizde bu derslerin standart bir ismi yoktur. Derslerin isimleri üniversiteden üniversiteye değişiyor. Bu dersler, genellikle, “hukukta bilimsel araştırma yöntemleri”, “bilimsel araştırma yöntemleri ve yayın etiği” veya “bilimsel araştırma yöntemleri ve etik” gibi isimler taşıyorlar [1].
İçerikleri bakımından bu dersler hakkında bütün üniversiteler için geçerli bir yargıda bulunmak hâliyle zordur; ancak bu derslerin, çoğunlukla, içerik bakımından oldukça problemli olduklarını düşünüyorum. Bu derslerde, çoğunlukla, hukukta kaynaklar, araştırma yöntemleri, bilimsel yazma, atıf usûlleri, yayın etiği gibi birbiriyle ilgili, ama gerçekte birbirinden farklı pek çok konu bir arada öğretilmektedir. Bu derslerde bilimsel yazma ve atıf usûllerinin hakkıyla öğretildiği hususu pek şüphelidir.
“Hukukta bilimsel araştırma yöntemleri”, “bilimsel araştırma yöntemleri ve yayın etiği” veya “bilimsel araştırma yöntemleri ve etik” gibi değişik isimler taşıyan bu derslere şu eleştiriler yöneltilebilir:
Kamu hukuku ve özel hukuk yüksek lisans programlarında konumuzla ilgili derslerin başlığında çoğunlukla “hukukta araştırma yöntemleri” kelimeleri geçiyor. Pek çok meslektaşımız, hukukta araştırmanın yöntemleri olduğuna ve bu yöntemlerin öğrencilere öğretilebileceğine inanıyorlar.
Ben hukuk bilimi alanında araştırmanın standart yöntemleri olduğuna inanmıyorum. Hukuk bilimi alanında her araştırmacı kendi yolunu kendi bulur. Konu seçmenin, hipotez oluşturmanın hukukta standart bir yöntemi yoktur. Pek çok hukuk araştırmacısı konusunu spontane bir şekilde seçer ve hipotezini fark etmeden oluşturur. Kimi araştırmacı yazmaya başlamadan önce plân yapar; kimi yapmaz. Kimi plânı başlıkları alt alta yazarak yapar; kimi şema çizerek yapar. Kimi plânı yazarak yapar; kimi kendi kafasının içinde yapar. Kimi önce okur, sonra yazar; kimi okudukça yazar; kimi yazdıkça okur. Vakıa hukukta okumak ve düşünmekten başka bir araştırma yöntemi yoktur.
Ancak hukuk biliminde araştırmanın standart usûlleri olmasa da yazmanın standart usûlleri vardır ve bunlar öğrenilebilen şeylerdir. İşte hukukta yüksek lisans öğrencilerine öğretilmesi gereken şey, bilimsel araştırma usûlleri değil, bilimsel yazma usûlleridir.
Bilimsel yazma, “alıntı ve atıf usûlleri”ni de içeren geniş bir kavramdır. “Alıntı ve atıf usûlleri”, “bilimsel yazma” kavramı altında incelenebilir. Ancak, bilimsel yazmanın en önemli, olmazsa olmaz kısmı, hiç şüphesiz ki, “alıntı ve atıf usûlleri”dir. O nedenle önemine binaen, Batı ülkelerinde, bilimsel yazma dışında, öğrencilere münhasıran “alıntı ve atıf usûlleri”ni öğretmek amacıyla yazılmış The Bluebook [2] gibi alıntı ve atıf usûlleri kitapları vardır. Hukukta yüksek lisans programlarında hem bilimsel yazmanın stil kuralları, hem de alıntı ve atıf usûlleri öğrencilere öğretilmelidir. İkisi birden öğretilemeyecekse, öncelikle alıntı ve atıf usûlleri öğretilmelidir.
Son yıllarda, bazı üniversitelerde, yüksek lisans programlarında “araştırma yöntemleri” dersinin adının yanına “araştırma ve yayın etiği” kelimeleri veya sadece “etik” kelimesi eklenmeye başlandı. Şüphesiz “bilimsel araştırma yayın etiği”, fevkalade önemlidir ve Türk akademisinin kanayan yaralarından birisidir. Ancak, yüksek lisans öğrencilerinin ihtiyacı olan şey, yayın etiği kurallarını öğrenmekten önce, bilimsel yazmanın kurallarını ve özellikle de alıntı ve atıf usûllerini öğrenmektir. Bilgi olmadan etiğin bir anlam ve değeri yoktur. Bilimsel yazma, alıntı ve atıf usûlleri kuralları, etik kurallardan önce gelen kurallardır. Bu kurallar, etik kurallara göre, daha elementer, daha “ilkel” kurallardır. Bilimsel yazma, alıntı ve atıf usûlleri kurallarını bilmeyen öğrencilere etik eğitimi verilmesi, “kel başa şimşir tarak” misali bir eğitimdir.
Vakıa etik ihlâl, daima bilinçli bir eylemdir ve her etik ihlâl durumunda bir ahlakî kınama hâli vardır. Gerçekte alıntı ve atıf usûlü konusunda kuralın ne olduğunu bilmeyen öğrencinin o kuralla ilgili olarak etik ihlâl içinde olduğunu söylemek güçtür. Etik ihlâl, kuralın bilerek ve isteyerek veya mazur görülemeyecek bir ihmal ve dikkatsizlik sonucu ihlâl edilmesi durumunda söz konusu olabilir. Alıntı ve atıf kurallarından habersiz bir yüksek lisans öğrencisi için etik ihlâlin bir anlamı yoktur. Bu öğrenciye yayın etiği kurallarından önce, alıntı ve atıf usûlleri kurallarının kendisi öğretilmelidir.
Özetle, hukuk alanında yüksek lisans ve doktora programlarında, öğrencilere hukukta araştırma yöntemleri veya etik değil, öncelikle bilimsel yazma, alıntı ve atıf usûlleri öğretilmelidir [3]. O nedenle de yüksek lisans programlarında söz konusu derslerin isminden “yayın etiği” veya “etik” gibi kelimeler çıkarılmalıdır.
Ülkemizde 2022 yılına kadar hukuk alanında bilimsel yazma stili konusunda bir kaynak kitap yoktu. Ben 2022 yılında 736 sayfalık Bilimsel Yazma ve Yayınlama: Bir Stil Kılavuzu (Bursa, Ekin, 1. Baskı, 2022; 2. Baskı, 2023, 848 s.) başlıklı bir kitap yayınlayarak bu eksikliği doldurmaya çalıştım. 2023 yılında da bu kitabın 450 sayfalık Bilimsel Yazma ve Yayınlamaya Giriş: Bir Ders Kitabı (Bursa, Ekin, 2023) başlıklı bir özetini çıkardım. Bu kitaplarda, ne zaman büyük harf, ne zaman italik, ne zaman bold kullanılacağı, başlıkların nasıl yazılacağı, dizinin nasıl yapılacağı gibi bilimsel yazmanın stil kuralları açıklanmaktadır.
Hukuk alanında yüksek lisans ve doktora programlarında bilimsel yazmanın stil kuralları konusunda arzu eden öğrenciler benim bu kitaplarımdan yararlanabilirler.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bilimsel yazmanın en önemli kısmı alıntı ve atıf usûlleri kurallarıdır. Bu kısım önemine binaen öğrencilere ayrıca öğretilmelidir. Bu kısımda öğrencilere alıntının nasıl yapılacağı ve alıntının kaynağının nasıl gösterileceği öğretilir. Batı ülkelerinde hukuk alanında alıntı ve atıf usûllerine özgülenmiş The Bluebook: A Uniform System of Citation (Claitors Pub Div, 21. Baskı, 2020, 368 s.) ve ALWD Guide to Legal Citation (Austin, Wolters Kluwer, 7. Baskı, 2021, 620 s.) gibi çeşitli kitaplar vardır. Ülkemizde ise hukuk alanında bu tür kitaplar yoktur [4]. Ben 2023 yılının Nisan ayında 1662 sayfa uzunluğunda Alıntı ve Atıf Usûlleri (Bursa, Ekin, 2023) başlıklı bir kitap yayınlayarak bu boşluğu doldurmaya çalıştım. 2023 yılının Ağustos ayında da bu kitabın 562 sayfalık Alıntı ve Atıf Usûllerine Giriş: Bir Ders Kitabı (Bursa, Ekin, 2023) başlıklı bir özetini çıkardım.
Hukuk alanında yüksek lisans ve doktora programlarında arzu eden öğrenciler alıntı ve atıf usûlleri konusunda benim bu kitaplarımdan yararlanabilirler [5].
* * *Hukuk alanında yüksek lisans ve doktora programlarına ilişkin tartışmak istediğim bir husus daha var. Sosyal bilimler enstitülerinde bir de tez yazım kılavuzu problemi var. Neredeyse her sosyal bilimler enstitüsünün kendine göre hazırladığı 20-30 sayfalık tez yazım kılavuzları var. Bunlar, bilimsel yazma, alıntı ve atıf usûlleri kurallarını içeriyor. Bu esasen sevindirici bir şey. Ama yetersiz ve karışıklığa yol açan bir şey. Bu konuda eleştiri, görüş ve önerilerimi de önümüzdeki günlerde yayınlamayı düşündüğüm bir yazıda açıklamayı planlıyorum.
K.G., 15 Eylül 2023